Bugün, opera dünyasının ve hatta müzik tarihinin en tartışmalı geleneklerinden birini inceleyeceğiz: Castrato geleneği.
Polifoni ve Castratonun Yeri
Klasik müzik, Batı’daki en önemli farklılıklardan birini polifonide bulur. Batı müziğinde polifoni, aynı anda birden fazla melodinin bir arada çalınması anlamına gelir. Bu tür müziğin en bilinen örnekleri soprano, alto, tenor ve bas gibi ses kategorileriyle karşımıza çıkar. Ancak, polifoninin ortaya çıkışı, aynı zamanda kadınların bu tür müzikleri icra etmeleri yasaklandığı bir dönemi de işaret eder. Bu nedenle, erkekler (özellikle oğlan çocukları) operada ve kilisede kadın seslerinin yerini alırdı. Oğlanların sesleri ergenlik öncesinde çok ince ve safken, ergenliğe girdiklerinde sesleri değişirdi. Bu sorunu aşmak amacıyla castrato geleneği ortaya çıkmıştı.
Castrato Geleneğinin Başlangıcı
Castrato geleneği, İtalya’ya özgü olsa da, ilk castrato İspanya’dan İtalya’ya gelmiş ve 1550’lerde kullanılmaya başlanmıştır. Castrati, ergenlik çağına ulaşmamış erkek çocuklarının hadım edilmesiyle elde edilir ve bu sayede sesleri ince kalır, aynı zamanda ses teknikleri gelişirdi. Ancak, hadım edilmenin yanı sıra, castratoların vücutları da farklı gelişirdi. Normalden daha uzun boylu, uzun uzuvlara sahip, geniş göğüs kafesleri olan bu bireyler, aynı zamanda tüylenmeden büyürlerdi ve çocuk sahibi olamazlardı.
Castratoların Özellikleri ve Popülaritesi
Castratolar, yoğun eğitim ve vücutlarının gelişiminden dolayı olağanüstü bir nefes kapasitesine sahipti. Ayrıca, ses telleri çocuk boyutlarında kaldığı için, aşırı derecede esnek oluyordu ve bu da onları Barok dönemin incelikli süslemeli pasajlarının ustası yapıyordu. Castrati, eşsiz bir ses tınısına sahipti ve tarihe bu seslerin “meleksi” olarak geçmesi sağlandı. Maalesef, günümüzde gerçek bir castrato sesini dinleyebileceğimiz bir kayıt bulunmamaktadır.
Castratoların Opera Dünyasındaki Yeri
Castrato geleneği, ilk olarak 1600'lerde opera ile birlikte popülerlik kazandı. Monteverdi’nin Orfeo operasında, castrati kadın rollerinde yer almaya başlamıştı. Ancak, castratoların güçlü sesleri nedeniyle, kadın rollerinde değil, erkek karakterlerde yer almaya başladılar. Bu dönemde, bir castratoya yer vermeyen bir opera düşünülemezdi. Farinelli, Senesino ve Pacchierotti gibi ünlü castratolar tüm Avrupa’da tanınmış, Handel gibi besteciler de castrati için unutulmaz roller yazmıştır.
Castrato Eğitim Süreci
Castratolar, hadım olduktan sonra yoğun bir müzik eğitimi alırlardı. Her gün 5 saatten fazla süren eğitim programları vardı. Bu eğitim, vokal tekniklerin yanı sıra edebiyat, müzik teorisi ve dikte çalışmaları da içerirdi. Castrati, özel olarak seslerini geliştirmek için uzun süreli çalışmalara tabi tutulurdu. Seslerinin en belirgin özelliklerinden biri, messa di vocetekniğiyle tanınmalarıydı. Bu teknik, aynı notayı farklı dinamiklerle söylemek, yani çok sessiz başlayıp sonra yükselmek ve tekrar sessizleşmekti. Bu, büyük bir nefes kontrolü ve diyafram gücü gerektiriyordu.
Castrato Olmanın Zorlukları ve Sosyal Hayatları
Fakir aileler, çocuklarının ünlü bir opera sanatçısı olma umuduyla castrato geleneğine başvururlardı. Ancak çoğu zaman, müzikal yeteneği olmayan çocuklar hadım edilirdi ve bu işlemler çoğu zaman yasal olmayan yöntemlerle yapılırdı. Oğlanlar genellikle opyumla uyutulurdu, ancak dozaj hataları ciddi sonuçlar doğururdu. Çocuklar, ailelerinin parasal umutları uğruna, kendi rızaları olmadan bu acımasız süreçlere tabi tutulurdu.
Castratoların sosyal hayatları ise oldukça zorluydu. Garip görünümleri ve fiziksel farklılıkları nedeniyle sıklıkla dalga geçilir ve zorbalığa uğrarlardı. Ayrıca, popülerliklerinin azalmaya başlamasıyla birlikte onlara karşı olan nefret de büyüdü ve onları homoseksüelliğe özendiren bir sembol olarak görmeye başladılar.
Castratoların Sonu ve Günümüz
Castrati geleneği, 19. yüzyılda operadaki popülerliğini kaybetmeye başladı. 1824’te son castrato rolü yazıldı ve 1903’te Vatikan, castrati geleneğini yasakladı. Son castrato olan Alessandro Moreschi, 1922'de hayatını kaybetti ve castrato geleneği sona erdi. Bugün, castrati sesine dair elimizde yalnızca Moreschi’nin kayıtları var. Ancak bu kayıtlar, kastrati sesinin eşsizliğini tam olarak yansıtmasa da, dönemin sesini anlamamız için bir izlenim bırakmaktadır.
Castrati Geleneği ve Günümüzdeki Yansımaları
Bugün, castrati rollerini genellikle erkek sopranolar ya da countertenorlar üstleniyor. Countertenorlar, falsetto tekniklerini özel olarak eğiten erkeklerdir ve bu teknikle castrati sesine yakın bir tını yakalamaya çalışırlar. Ancak, opera dünyasında castrato geleneği sona ermiş olsa da, bu geleneğin yeri hala müzik tarihinin önemli bir parçası olarak kalmaktadır.
Opera sanatında yapılan bu büyük fedakarlıklar, bugün bile şaşkınlık uyandırıyor. Elektronik efektlerin hakim olduğu dünyamızda, bu kadar büyük bir fedakarlığın anlamını kavramak oldukça zor. Ancak, castrati geleneğine saygı göstermek ve bu sanatçılara duyduğumuz hayranlığı bir kez daha hatırlamak önemli.
Castrato geleneğini inceleyerek, müzik tarihinin karanlık, ancak bir o kadar büyüleyici bir yönüne daha yakından bakmış olduk.
Ece Demirel
Comentarios